Friday 7 August 2009

The White Ribbon

Sen bana bu filmi ver abi. Çok uzun zamandır beni böyle etkileyen bir film daha seyretmemiştim. Bundan bir öncekinin ( Başkalarının Hayatı ) de üzerinden zaten bin yıl geçmişti. Çok sevdim. Haneke'ye çok kıllandığım zamanları da hatırlarım. Gittim Funny Games in yeni çekilenini aldım. Esasen bunu almayacaktım ama Haneke şöyle bir laf etmiş Bunu Amerikalılarında seyretmesi için çektim. Hemen seyrettim tabi. Sonuç benim için değişmedi. Yani o filmi sevmedim, büyük ihtimalle de anlamadım. Son filmine, ama, benzer duygular içerisinde gitmedim çünkü sanırım kendisini Piyanist ve Cache (Bu Turkçe ye nasıl çevrildi bilmiorum Saklı?) ile daha iyi anlamaya başlamıştım ve bu iki filmide oldukça sevmiştim. Bu yeni filminde bu arkadaşımıza 10 üzerinden 10 verdim yıldızlı. 

Bu akşam da Humpday ( Türkçe ismini sabırsızlıkla bekliyorum ) diye bir filme gideceğiz. 

Melbourne ile ilgili fikirlerim, söylediklerim, buradaki arkadaşlarla konuşmalarımız ve yazdıklarımdan benim melbourne ü sevmediğim ortaya çıkıyormuş. Çıkıyormuş diyorum çünkü ben bu fikre katılmıyorum. Bu sadece iki şeyi gösterir 
1 İyi bir konuşmacı değilim
2- Düşündüklerimi iyi anlatamadığım gibi iyi yazamıyorumda
Açıkçası ben Melbourne ü seviyorum. Sadece yapım gereği olumsuzlukları yerden yere vuruyorum ve yanlı yorumlara dayanamıyorum.
Aynı Türkiye'yi çok sevmem ama demokratik olmadığımızı, aydın diye geçinen çevrenin her türlü yobazlığı yapabildiğini, askerin ülkeyi uyuttuğunu söylemem gibi.

Yanlı yorumlar diyince de şunu söylemek istiyorum insan yapısı gereği değiştirmesi çok zor olan olumsuzluklara alışıyor galiba. Bu güncel ve hayattaki somut gerçekler için de geçerli. Kimse bana Melbourne de trafik sorunu yok diyemez. Yine kimse bana herkese Fair Go var da diyemez. Bunlar var ve esas güzel olan şey ve esas beni mutlu eden şey bunların konuşulabiliyor olması. 

Uzun süredir binmediğim motorumun aküsü ölmüştü, iki üç gün önce gidip akü aldım. Bugün taktım aküyü ellerim kanırdı. Neyse bindim bir de üstüne üstlük. Vespa galiba dünyanın en güzel aletlerinden biri. Süperdi, soğuğa rağmen çok mutlu oldum.




No comments: