Bu akşam da Humpday ( Türkçe ismini sabırsızlıkla bekliyorum ) diye bir filme gideceğiz.
Melbourne ile ilgili fikirlerim, söylediklerim, buradaki arkadaşlarla konuşmalarımız ve yazdıklarımdan benim melbourne ü sevmediğim ortaya çıkıyormuş. Çıkıyormuş diyorum çünkü ben bu fikre katılmıyorum. Bu sadece iki şeyi gösterir
1 İyi bir konuşmacı değilim
2- Düşündüklerimi iyi anlatamadığım gibi iyi yazamıyorumda
Açıkçası ben Melbourne ü seviyorum. Sadece yapım gereği olumsuzlukları yerden yere vuruyorum ve yanlı yorumlara dayanamıyorum.
Aynı Türkiye'yi çok sevmem ama demokratik olmadığımızı, aydın diye geçinen çevrenin her türlü yobazlığı yapabildiğini, askerin ülkeyi uyuttuğunu söylemem gibi.
Yanlı yorumlar diyince de şunu söylemek istiyorum insan yapısı gereği değiştirmesi çok zor olan olumsuzluklara alışıyor galiba. Bu güncel ve hayattaki somut gerçekler için de geçerli. Kimse bana Melbourne de trafik sorunu yok diyemez. Yine kimse bana herkese Fair Go var da diyemez. Bunlar var ve esas güzel olan şey ve esas beni mutlu eden şey bunların konuşulabiliyor olması.
Uzun süredir binmediğim motorumun aküsü ölmüştü, iki üç gün önce gidip akü aldım. Bugün taktım aküyü ellerim kanırdı. Neyse bindim bir de üstüne üstlük. Vespa galiba dünyanın en güzel aletlerinden biri. Süperdi, soğuğa rağmen çok mutlu oldum.
No comments:
Post a Comment