Thursday 4 June 2009

Brisbane


Brisbane Avustralya'nin üçüncü büyük şehri. Geçen gün bizzat gidip kontrol ettim. Güzel bir yere benziyor. Sabah gidip akşam döndüğüm için pek bişi anlamadım ama daha önceki gidişlerimle de birleştirerek söylemem gerekirse hava sıcaklığı olarak en ideal yerlerden biri. Ortalaması sene boyunca 27 midir nedir burada canımızı alan kış soğuğu orada yok. Ben de giyinmişim deli gibi, kanter içinde kaldım bu enteresan şehrin sokaklarında dolaşırken.
Nüfus 2 milyon, okul çocuklarında Indiana Jones şapkası, bayanlarda parmak arası terlik, erkeklerde ise mutad bira göbeği var. Avustralya değişik bir yer bu anlamda bakınca. Her yerin enteresan özellikleri var. Bunlar çok belirgin tabi. Mesela Northern Territory e gidin sonra da Melbourne a gelin iki ayrı ülke gibi. Sydney New York un kötü bir kopyası. Melbourne daha avrupai, Brisbane ise kendine has bir yer. 

1824 lerin başında ilk mahkumlar gelmiş şu anki şehir merkezinin 25 km kuzeyine yerleştirmişler bunları. Aradan bir 17 sene sonra da free settlers gelmiş. Mahkumlar başka yere gitmişler ve şehir kurulmuş. Tabi bölgenin adını o zamanın New South Wales valisi kendi soyadı olarak belirlemiş. Daha da yaratıcı olunamazdı bence. Brisbane lılara Brisbanite deniyor. Yeri gelmişken Sydneysider ve Melbournian dan da bahsetmeliyim galiba. Bölgenin gerçek adı yani Aborijin adı ise: Mian Jin (spike shaped place)
Bu ismi verenlerin çeşitli katliamlardan sonra armut gibi ortada bırakıldığını illa söylemem gerekiyorsa söyliyim.



Genel olarak laid back attitude a sahip dediğimiz buranın insanları biz Viktorya lıları bazen çıldırtıyormuş efendim. Sanki Viktorya, hadi daha özel olarak Melbourne çok çalışkan ve tez canlı. Yok tabi öyle bişi. Herkes hafta başından itibaren hafta sonunu bekliyor. Bu durum tabi daha da zenginleştiğini sanan birtakım insanların ruhen fakirleştiğinin de benim için bir göstergesi. Neyse uzatmayayım bu konuyu, zira 15 paragraf falan yazarım.

Bu Brisbane a gideceğim sabah cep telefonumu evde unutmuşum, içinde buluşacağım adamın adı cep telefonu, adresi, buluşma detayları falan var. Bravo Koray diye başladığım gün sıfır hata ile ve benim için çok güzel bir anlaşma ile sonuçlandı, nasıl oldu anlamadım. Ama cep telefonsuz bir gün bana iyi geldi. 

Enteresan bir yazı oldu bir ordan bir burdan. Şu fotoyu da yüklemeden edemiycem. İyi çalışmalar dilerim.




No comments: