Saturday 13 June 2009

Çeşitli

Geçen gün ofiste arabamın arkasına park etmiş olan başka bir çalışanın arabasını çekmek zorunda kaldım (kendisi müşteriyle görüşüyordu). Şimdi esasen bu bir kadın, sanırım oradan başlamalıyım. Çok sert bir mizacı olan, inanılmaz profesyonel, öyle esprilere falan gülmeyen bir tip. Kıyafetine bakınca da şunu anlıyorsunuz genel olarak: BEN ÇOK CİDDİ VE ÇOK TİTİZ BİR İNSANIM. Neyse pek hazetmediim bu şahsın arabasını ben çekmek zorunda kaldım çünkü bizim öbür boşta olan iş arkadaşı aynı arabayı çekerken iki gün önce çok net biçimde arabayı işyerinin duvarına yazmıştı ve böyle oluncada bunu ben çekmem dedi. Neyse işte arabaya binince dünyam değişti: İnanılmaz bir sigara izmariti kokusu, ve sigara izmaritlerinin bizzat kendisi. Her yerlere saçılmış çeşitli junk food artıkları ve onların ne biliyim peçeteleri falan. Arka koltukta bir çift çizme, bir çift ayakkabı, çeşitli kıyafetler ve bir adet ne olduğunu anlamadığım cisim vardı. Arabayı geri vitese almak için harflerin yazdığı, vitesin altındaki yere baktım, R harfini görebilmek için orayı elle silmem gerekti, o sırada sildiğim yerden bir böcek vitesin başka derinliklerine doğru pek de bana aldırış etmeden yer değiştirdi. Kadının imajı 10 saniyede beynımde 180 derece değişti tabi. Yuh derler adama.

Vespamın aküsü bitmiş. Gidicem susuz akü alıcam trilyonluk ama çok üşeniyorum bir de burada havalar soğudu biraz yazı bekliyorum galiba.

Karşı apartmana taşınan şapşal gaylord fockheart lar taşınmadan önce her yere adres değişikliği bildirmişler. Ama yanlış adresi yazarak bizim adresi vermişler, adamların tüm postası bize geliyor diye hergün mutad inip postaya bakıyorum, sorumluluk bilinciyle. Yoksa bu kadar bakmam yani. Birde geçen gece bir parti verdiler, Lionel Ritchie çaldı sabahın 3 ünde. Say you say me ve dancing on the ceiling çok net bizim evde yankılandı.

Geçtiğimiz P.tesi burada queen elizabeth in yaşgünü kutlandı. Krallık böyle bişi demekki. Bir gün tatil oldu her yer, tabi bu Avustralyalılar da çok tatile düşkün hemen P.tesi ya da Cuma ile birleştiriyorlar böyle şeyleri. 3 gün tatil oldu sonuçta. Bolca uyudum ve kitap okudum. İyi oldu.

Kayın peder (ayrı mı yazılır bitişik mi bilemiyorum) dün gece itibarı ile 3 aylık masif bir kalıştan sonra Türkiye ye geri döndü. Kendisini sevdirdi, hikayeler anlattı, bizi güldürdü, etrafı kolaçan etti ve gitti. Hala kapıdan çıkarken kendi kendime Evladım aldın mı anahtarını diyorum.

Web sitesini açmamıza çok az kaldı. İşin %90 ı bitti ama arkadaşım ne zormuş ya sona kalan % 10. Neyse yavas yavas size de aktaracağım bu gelişmeleri. Şimdilik 1 ay içinde soft launch sonrada gerçek launch planlanmakta.

Burada iki çeşit insan var benim gözümde. Biri bişiler üreten insanlar. Bu bişiler sanat olur, birine yardım olur, iş olur, ne biliyim fikir olur, proje olur etc. Bir de bişiler tüketen insanlar. Şşırdığım şey bu ikisinin yaşamları arasındaki inanılmaz fark. Bu konuda daha sonra uzun yazıcam galiba böyle 1 cümle ile olmuyor.

Umut ile Hindistan a gitme kararı aldık. Çok rahatladık. Şimdi detay çalışacağız. En güzeli.

No comments: