Saturday 31 January 2009

Pirinçli somon salatası, yeme de yanında yat

Bak şu fotoya bak hey yavrum be. Bunu geçen gün çektim, müşterilerimden biri için. Ben çektikten sonra adam oturup afiyetle yedi. Neymiş efendim restoran kendisinin değilmiymiş. Bu gibi durumlarda aklıma hep Türkiye de sokakta çekirdek satarken bir yandan da yiyen satıcılar geliyor. 

Bu satıcıların şöyle komik bir de el hareketi vardır, sıcak çekirdeği üstten okşayarak avuçlarlar.

Şu Melbourne de ev tutma yazısını yazan arkadaşım aynı zamanda tabi kendisini dışarıdan gözlemleyemediği için bazı şeyleri eksik yazmış. Ben tamamlamak isterim: Türkiye de tabi kiralayan ya da ev sahibi kral pozisyonundadır ya, bu arkadaşımda da öyle bir havalar, yok efendim kağıtları emlakçıya fırlatmalar, tahvilleri bozdursam satın alırım lan burayı tehditleri.
Ben de uyardım tabi: Burada dedim böyle olmaz dedim, bu da sinirlendi sen al vazoyu geçir kafama. Kanlar şakır şakır (yemin ederim duydum bu sesi, tüm türkler duymuştur hayatlarında) Neyse efendim o hastane senin bu hastane benim dolaşıyoruz falan derken sokaktaki çekirdekçiden çekirdek almak istedi canım. Neyse taksiyi durdurduk, arkadaşım indi yanında bozuk okmuş, olsun abi sonra verirsin demiş çekirdekçi (bak dikkat et avustralya lı ha)Böyle bir takım olaylar ben ne bileyim efendim işte maceralar. 

İyi oldu şu herifin geldiği Melbourne a.

No comments: