Friday 15 May 2009

Turkish Back


Bu Avustralya da Turkish Back denilen bişi var, deyim gibi birşey. Zamanında buraya yerleşmiş bir takım insanların ve ama özellikle Türklerin başvurduğu bir metod. Anlatayım biraz: Önce Avustralya ya yerleşilir. Göçmen olarak gelindiğinden ve zaten burada iş bulmak kolay olduğundan hemen bir iş bulunur ( temizlik, postacılık; taksicilik, amelelik vs ) Daha sonra bir şekilde bir kaza senaryosu yazılıp çizilir. Bir ortak ile beraber bu kaza gerçekleştirilir. Sonra da doktora gidilerek ben artık iş yapamıyorum, çalışırken belim sırtım inanılmaz acılar içerisinde diye yalanlar uydurulur (hence the name turkish back) ve iş yerinden çıkış alınır. Avustralya devleti olayı tamamıyla üstlenerek ömür boyu minimum maaşa bu kişiyi bağlar. Bu kişi daha sonra hayatında bir daha çalışmamak üzere ayda 800 dolara talim eder. 
Bu adamlardan birkaçı ile kayın peder balık avlarken tanışmış. Adı İbrahim olsun. Bizimkisi demiş ki İbrahim ayı gibi adamsın neden 800 dolara talim ediyorsun da çalışmıyorsun? İbrahim'de abi benim keyfim yerinde bozma demiş. Bizim temizlikçilerde kendi şirketlerini bu yardımı alabilmek için kurmayıp açıktan para kazanıyorlar. Bu ekstradan gelen para çok kıymetli bizim için.
Neyse işte tabi uyusturucu falan da cabası. Bu İbrahim tabi balık avlarken iskelede direk gömüyormuş sarma dolmaları. Babama da ikram etmiş. Hahahaha. Neyse işte geçen gün bizim kayınpeder iskeleye bir daha gitti balık avlamaya. İbrahim ortada yokmuş, telefon etmiş nerdesin gelmeyecek misin diye, yok abi demiş İbo, gelemem, param bitti (allowance diyorlar galiba) ay başını bekleyeceğim. 
Bu olayları esasen Yunanlılar çıkarmış burada. Ama sonra gözüpek Türkler öyle bir sömürmüş ki durumu, bu tür olaylara burada Turkish Back deniyor artık.
Tabi zaman içinde Avustralya hükümeti önlemler almış falan ama bu bizim Türkleri önleyemez burada bence. Her zaman bir yol bulup o beleş 800 dolarese ulaşmak için uğraşırlar burada.
Çok çalışkan Türkler de tanıdım. İlk geldiğinde 4 işte birden çalışan, gece gündüz demeyen, kendini çok sevdiren ve etrafına örnek olan. Şu anda da, sıfırdan kurduğu Melbourne ün 2. büyük matbaasına da, oğullarına devretmesine karşın, her sabah mutad herkesten önce gelen bu kişi bana bile ilham vermiştir bunalımlı zamanlarımda (two years ago, bitch). Ama genel olarak gördüğüm biz  çalışmayı sevmiyoruz. Ya da öyle demiyim de şunu söyliim: Beleşi seviyoruz. 

4 comments:

sinkur said...

fotograf pek manidar

k said...

turkish back yaz google images de ara bu da cikiyo valla.

Memo said...

turkish back diyince aklima kanadada kazandigim "the most hairy back" trophysi geldi....google da aratinca benim sirtim cikmali bence...

Umut B said...

keske ciksa